20 Ocak 2010 Çarşamba

Göle karşı oturan ahşap bank




GÖLE KARŞI DURAN AHŞAP BANK



Tahta bank, sonbaharda seni görünce insan ,önce hüzün oturuyor yüreğe.

Hiç acımadan, senin tahtakuruları yemiş sırtına bilmem kaçıncı kez oturan insanlardan sadece biri olarak baktığım ufka sanki kimse öyle bakmamış sanki hiç bi kimse benim yaptığım tamlamaları yapmamış gibi göl ile oluşturduğun tabloya,kendimi nasılda özel sanıyorum.

Nasılda başka.

Oysa ki bana has sandığım tüm hisleri,mutlulukları ve acıları binlerce insan çekti ve halen çekiyorlar.

Ne tarifi imkansız hissettiklerimin ne de benimle başlayan ya da son bulacak hadiseler.



Ben sadece güzellemeler yapıyorum acıyada hüznede ve en çokta sensizliğe.

Sanki seninle doğan her gün aslında sensiz dönecek dünyaya hazırlıkmış.Tüm tanıklığın bitti yüreğin sevebilme kapasatisesine, şimdi bu ahşap bank konuşabilse,seninkini başkalaştıran nedir sorusuna,işte,’den öte cevap verebilecek halde değilken,bu göl,sen,kimsesizliğime-ize- tanıklık ediyor.

Kimbilir kaç kişi bu banka oturup,yeni sonlar yazdı ayrılıklara.

Gözünü kapatıp olmasını dilediğini hayal etti ve açtığında gözlerini olmayışın olamayışın hayal kırıklığı ve öfkesi ile tahta kurularının izlerinin yanına bir yenisini ekledi metal bir anahtar ile boylu boyunca kazıdı yüzünü.

B.G

Hiç yorum yok: